Prof. Dr. Hasan Kasap
Marmara Ün. Öğretim Üyesi
33 yıldan bu yana spor yükseköğrenimi veren bir yüksekokulun öğretim
elemanı olarak işimizin önemini anlatmada kadar başarılı olabildiğimizi
ve çocuklarımızın beden eğitimi öğretmenlerini ne kadar önemli
gördüklerini hep merak etmişimdir. Zaman zaman asistanlarımızla
yaptığımız araştırmalar çabalarımızı iyi yansıtamadığımızı ortaya koydu.
Bu günkü yazımızda, bu araştırmalardan birinden söz ederek bir
değerlendirmeyi meslektaşlarım ve değerli okuyucularımızla paylaşmak
istiyorum.
Bilindiği gibi okullarımız çocuklarımızın çok yönlü eğitiminden
sorumlu kurumlardır. Okutulan tüm ders ve etkinlikler bu çok yönlü
eğitimin araçlarıdır. Araştırmalar, beden eğitimi dersleri ve spor
etkinliklerini, çocuk ve gençlerin fiziksel zihinsel ve sosyal
gelişimleri için yaşamsal önemini ortaya kodular. Böylece beden eğitimi
ve spor evrensel düzeyde kabul görmüş ve okulların vazgeçilmez dersleri
arasında yer almıştır.
Beden Eğitimi derslerinin okullara girişinin kısa özgeçmişini kısaca bi göz atalım:
Antik Beden Eğitimi anlayışı 14.yy'da Avrupa'da başlayan Rönesans ve
Hümanizm hareketleri ile yeniden gündeme gelmiştir (Dalen / Bennet l971,
Alpman l972). Yeni Çağ'a geçişi oluşturan olaylar eğitimde “Ruh ve Bedenin Dengeli Bir Tarzda Geliştirilmesi” düşüncesinin de yeniden ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Rousseau ile düşünce olgunluğuna ulaşan beden eğitiminin, okul programlarına alınması Avrupa'da 1400 lü yıllara rastlamaktadır.
İkiyüz yıl kadar, her türlü yeniliğe kapalı kalan Osmanlı Devleti,
Rönesansla birlikte tüm Avrupayı saran yeniliklere daha fazla
direnemeyerek Sultan Abdülmecit zamanında 3 kasım 1839 da ilan edilen
Tanzimat Fermanı paralelinde okullara Jimnastik adı altında
bedensel etkinlikler ilk olarak 1864(Gökdağ 1939) , (Tayga'ya göre 1863
de) Askeri mektepler nazırı Galip Paşa zamanında askeri okullarımıza
törenle kabul edildiği bildirilmektedir(Gökdağ 1939,Tayga 1990, Kodaman
1988).
Harbokulu'nda bir yıl kadar uygulamalı olarak okutulan bu dersin bir
kitabı olması gerektiği düşünülerek Ceride-i Askeriye mütercimi Miralay
Hacı Mustafa Hami Bey'e bir cimnastik kitabı yazması görevi veriliyor. O
da Fransız Jimnastik Talimnamesini, Risalei Riyazeti Bedeniye
adıyla türkçeye çevirmiştir(1859). 1866 da Harbokulu sınavlarında
bulunan Abdülaziz, Öğrencilerin etkinliklerini görüyor ve askeriyede mülazimler de dahil olmak üzere bütün efradına tatbikini irade etmiştir.
Fransa'nın Bab-i aliye, eğitimde islahat yapılması için 1866 da
verdiği nota üzerine (Akyüz 1982), Fransız liselerinin programını hemen
hemen aynen uygulayan Mektb-i Sultani (Lycée İmpérial Ottoman de Galata
Sérai =Galatasaray Lisesi) 1 eylul 1868 de açılışıyla sivil
okullarımızda Jimnastik adıyla beden eğitimi dersleri başlamış oluyor(Akyüz 1982, Gökdağ 1939,Tayga 1990). İlk Jimnastik hocaları da Morroux, Curel ve Stangali adlı yabancı öğretmenler olmuştur.
Spor Eğitimcisi Yetiştirmede İlk Adımlar
Galatasaray lisesinde Uzun zaman Beden Eğitimi Öğretmenliği(Jimnastik Muallimi)
yapan yabancılar, Faik Bey'i (Faik Üstün İdman) yetiştirdiler. Bu
dönemde beden eğitimi öğretmeni formasyonu veren bir resmi kuruluş
olmadığından Faik Bey mezun olur olmaz Galatasaray Lisesinin “Jimnastik Muallimliği”ne
atanır ve 45 yıl kadar aynı okulda hizmet verir. Böylece Faik Bey 1839
da sivil okullarımızın İlk Türk beden eğitimi öğretmeni olmuştur. O da
aynı okulda Selim Sırrı Bey'i (Tarcan) yetiştirmiştir. Böylece ilk spor
eğitimcisi yetiştirme, "Lise Eğitimi" ne ve bu eğitim sırasındaki
becerilere dayandırılmıştır.
Selim Sırrı Tarcan'ın uğraşıları 1932-1933 öğretim yılında Ankara'da
Gazi Eğitim Enstitüsüne, Atletizm pisti bulunan bir alan ile bir spor
salonu eklenerek bir Beden Eğitimi Bölümü açılması sağlanmıştır.
Bu gün Milli Eğitim bakanlığınmızın verilerine göre 10 milyon 112 bin
öğrencisi bulunan İlköğretim okullarımızda 8 bin 134 beden eğitimi
öğretmeni görev yapmaktadır. Bu durumda 1243 öğrencimize bir beden
eğitimi öğretmeni düşmektedir.
Beden eğitimi dersleri ile ilgili olarak bir araştırmada İlköğretim
çağı çocuklarının beden eğitimi dersini en çok sevdikleri çağ olduğunu
ortaya koymuş ancak orta öğretime doğru gidildikçe beden eğitimi
derslerine olan ilgi azalmaya yönelmiştir. Bu sonuç meslektaşlarımızın
işlerini pazarlama yöntemlerini değerlendirmeleri gerektiğini
düşündürmektedir.
Bizim araştırmamızda ,İstanbul ili, ilk ve orta öğretim okulları
öğrencilerinden, 4’ü ilköğretim, 4’ü orta öğretimden 4 özel 4 devlet
okulundan seçilen 400’ü bayan, 400 Erkek olmak üzere 800 öğrenci
üzerinde yapılmıştır. Anketörlerlerimizce verilen anketlerden, eksiksiz
yanıtlananlar değerlendirmeye alınmıştır. 25 sorudan 19 u analize değer
bulunmuştur. Çalışmada önemli görülen bazı bulgular şöyle sıralanabilir:
- Bayan öğrencilerimizin %55’i erkek öğrencilerimizin ise % 61’i “Okullarının, spor yapmalarında etkili olmadığını,
- Öğrencilerilerimizin %32.5’i okuldaki spor
ders-etkinliklerini yeterli, %38 yetersiz, %27 si de çok yetersiz
görmektedir. Yaklaşık %65 i beden eğitimi ve spor etkinliklerini yeterli
görmemektedir.
- %50.5 okuldaki spor alan – malzemelerinden yeterince yararlanamadıklarını,
- %52 si okuldaki beden eğitimi ve spor etkinliklerinin spor becerilerini Geliştirdiğine, %48 de ise geliştirmediğine inanıyor.
- %52 si Okuldaki Beden Eğitimi ve Spor Etkinliklerinin Sağlıklarına Katkısı olduğuna %48 de olmadığına inanıyor.
- Sporu sevme ve ilerletmede bayanların %60’ı erkek öğrencilerin%45 en çok alilelerinin etkili olduğunu,
- Çocuklarımızın ancak %11 Beden Eğitimi Öğretmeninin etkili olduğunu düşünüyor.
- Öğrencilerimizin %80’i spor yapmayı önemli ve gerekli
görüyor,ve %50 si hergün yapılmasını, %28’i de haftada 3 gün yapılmasını
istiyor.
- Erkeklerin %48’i Bayanların 27 sinin futbol İzlediği anlaşılıyor.
- Öğrencilerimizin %90’ı “Spor Bir Yaşam Biçimidir” Sözüne Katılıyor
Çocuklarımız “yarışmada en çok neye önem verirsiniz” sorusuna;
- Bayanların %46 sı erkeklerin %41’i “hak ederek yenmeyi”,
- Bayanların %42’si, Erkeklerin %35 “Dostça yarışmayı” tercih ederek bayanların %84 ü ve erkeklerin %76 sı yarışma için olumlu değerler geliştirdiği gözlendi.
- Buna rağmen erkeklerin %15’i, bayanların %5’i de “kazanmak her şeydir”i,
- Erkeklerin %8’i bayanların %5’i “İnciterek galip gelme”yi;tercih etmektedir.
- Çocuklarımızın %97.5’ğu bir ülke ya da şehirde olimpiyat
yapılmasını önemli görüyor, %95 ise İstanbulda olimpiyat yapılmasını
istiyor.
Sonuç:
• Beden Eğitimi ve Spor dersleri ile okulların, Daha fazla başarı ve fırsat eşitliğine gereksinim gösterdiğine,
• Spor etkinliklerinin gelişime katkısının çok az olduğuna ınanılıyor.
• Sosyal (Duyuşsal) gelişimde iyileşme gözleniyor,
• Sporun seçim ve sürdürlmesinde ailenin etkisinin okuldan daha çok olduğu düşünülüyor.
• Olimpiyat almak çok önemli görülüyor
• Bayan ve erkeklerdeki yaklaşımlar paralel görünüyor.
“Binde bir de olsa her öğrenci önemlidir”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder