Türk kadın basketbolunun 9 yılda uluslararası arenada hızla yükselmesini sağlayan sporcularımız, dünyanın en iyilerine karşı bir ilki daha gerçekleştirip Dünya Şampiyonası’nda madalya kazanmak için mücadele edecek.
2005: Dönüm Noktası
2005 yılı, Türk kadın basketbolu için önemli dönüm noktalarından biri oldu. Kadınlar EuroBasket 2005’in ev sahibi olarak doğrudan katıldığımız turnuvada takımımız, Avrupa’da bu seviyede mücadele edebileceğini taraftarlarına ve rakiplerine kanıtlamıştı.
“EuroBasket 2005 unutamayacağımız ve bizi motive eden bir tecrübe oldu. İlk kez Türkiye’de kadın basketbolunun sahip olduğu potansiyeli dünyaya gösterdik” diye yorumluyor o günleri TBF Yönetim Kurulu Üyesi Jülide Sonat.
Turnuvayı ribaunt sıralamasında lider (11.3), sayı sıralamasında dördüncü sırada (19.5) bitiren Nevriye Yılmaz: “EuroBasket’e ilk kez katılmış olsak da, kendimizden beklentimiz yüksekti. Elde ettiğimiz sonuç, hepimizi daha yüksek hedefler koymaya ve bu hedeflere ulaşmak için daha fazla çalışmaya motive etti.”
2011: Podyumdayız
İlk EuroBasket deneyiminden sadece 6 yıl sonra, 2011’de gümüş madalya kazanarak podyuma çıktık.
Belarus maçı, çeyrek final yolunda ya tamam ya devam niteliğindeydi. “Belarus maçı bizim için büyük bir sınavdı” diyen takım menajeri Canan Erdoğan, teknik yönetimden sporculara tüm takımın çeyrek final için kenetlendiğini ve varını yoğunu sahaya koyduğunu belirtiyor. Şaziye İvegin’in 17 sayıyla parladığı karşılaşmayı kazanarak madalya yolunda ilk adımı atmıştık.
Çeyrek finalde Karadağ galibiyetinin ardından, turnuvanın belki de en heyecanlı maçında yarı finalde son şampiyon Fransa’yı yenerek madalyayı garantiledik. Finalde Rusya’ya kaybetsek de, tarihimizde ilk kez gümüş madalya ile eve dönmenin gururunu yaşıyorduk.
‘Turnuvanın En İyi Beşi’ne seçilen ilk Türk oyuncu olan Nevriye Yılmaz için bu turnuvanın farklı bir anlamı da vardı: “Turnuvanın en iyi beşine seçilmiş olmak büyük bir gururdu ama tarihimizde ilk kez Avrupa Şampiyonası’nda ülkemize bir madalya kazandırmış olmak çok daha anlamlıydı.”
2012: Olimpiyattayız
Haziran 2012’de Ankara’da ev sahipliği yaptığımız FIBA Kadınlar Olimpiyat Elemeleri’nde Porto Riko, Japonya ve Arjantin’e karşı oynadığımız üç maçı da kazanarak Londra Olimpiyatları’na bileti kaptık ve ilk kez Olimpiyatlara katılma hakkını elde etmiş olduk.
Grupta oynadığı 5 maçta yalnızca Olimpiyat Şampiyonu olan ABD’ye kaybeden ve 4 galibiyet 1 mağlubiyet ile üst tura çıkan milli takımımız, EuroBasket 2011’in rövanşı olarak da görülebilecek maçta bir kez daha Rusya ile çeyrek finalde karşılaştı. Maçın bitimine 13 saniye kala Becky Hammon’ın sayılarına engel olamadık ve 66-63’lük skorla madalya hayalimize maalesef ulaşamadık.
Canan Erdoğan: “Olimpiyatlarda ülkemizi temsil etmek bambaşka bir tecrübeydi. Oyuncularımız ellerinden gelenin en iyisini sahaya koydular ve Türk kadın basketbolunun kısa süre içinde nasıl bir seviyeye geldiğini bir kez daha göstermiş oldular.”
Londra Olimpiyatı’nı beşinci olarak tamamlayan Türk Milli Takımı, Avrupa arenasındaki iddiasını, Dünya arenasına taşımış oldu.
2013: Bir Madalya Daha
EuroBasket 2013’ten önce Türkiye ilk kez bir turnuvanın en güçlü madalya adaylarından biri olarak gösteriliyordu.
Grup maçları ve çeyrek finalden sonra, bir kez daha EuroBasket 2011’in rövanşı olarak gösterilen maçta bu kez Fransa’ya karşı finale kalmak için mücadele ettik. Esmeral Tunçluer’in 20 sayılık performansı yeterli olmadı ve 57-49’luk skorla altın madalya şansını kaçırdık.
Fakat işimiz daha bitmemişti. Zihinsel ve moral olarak madalyaya odaklanmış Türk Milli Takımı, bronz madalya maçında Sırbistan’a karşı 92-71 ile galip geldi ve bir kez daha podyuma çıkarak ülkemizi gururlandırdı.
“Bu turnuvada kazandığımız madalya, 2011’deki başarımızın tesadüf olmadığının bir göstergesiydi” diyen Sonat, “Sporcularımız, Türkiye’nin daha büyük başarılar elde edecek lider bir basketbol ülkesi olduğunu çok iyi şekilde gösterdiler” diye ekliyor bu turnuvayı anarken.
2014: Seyircimiz Önünde Dünya Sahnesinde
Milli takımımız bu yaz bir kez daha kendi seyircisi önünde mücadele edecek. Türkiye’yi 8 yıl içinde tahmin edilemeyecek bir seviyeye çıkaran sporcularımız, dünya yıldızlarına karşı bir ilki daha gerçekleştirip Dünya Şampiyonası’nda madalya kazanmak için mücadele edecek. Onlar tarih yazarken, bizler her adımlarında onlara destek olacağız.
“Böyle bir fırsat insanın eline hayatta bir kez geçer. Dünyanın en büyük organizasyonunda, kendi seyircimiz önünde çok özel bir tecrübe olacak” diye anlatıyor hislerini kaptan Nevriye Yılmaz.
Aralık Bülteni'ndeki diğer haberler:
Başkanın Mesajı
Antrenör Chris Dial İle Röportaj
Liglerimizde Heyecan Devam Ediyor
2014’e Doğru: 2014 FIBA Kadınlar Dünya Şampiyonası Yaklaşırken
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder